Doğa içinde gelişen insanlık, değişen bir düzen içerisinde, fizyolojik ve tinsel gereksinimlerini karşılamak arzusuyla çevresini şekillendirmeye başlamıştır. Kültürel gelişimin beraberliğinde gelen doğayı, akıl ve bilim ile tasarlayarak dönüştürme sürecine başlamış olduk. Bu durum, doğal dengeyi bozmuştur. Hikaye, yaşayan camların konservelere ekilmesiyle başlar ve dengesizlik, ancak kontrastın bütünlüğüyle tekrar denge kazanabilir. Uyum belki de o kadar uzakta değildir.
